İBB HATAY TOPLANTI

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Hatay’da “Koordinasyon Toplantısı” düzenledi. İBB’nin Antakya’da 35 dönüm alan üzerine konumlandırdığı Afet Koordinasyon Merkezi’nde yapılan toplantıda; “Çok büyük bir felaket yaşadık. Çok büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama sorumluluklarımızın bundan daha büyük olduğunu da unutmayacağımız anlardayız. Umutsuzluğumuzu ve karamsarlığımızı da mutlaka yeneceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. İçimizde öfke var, isyan var. Ama bu duyguyu akılla ve mantıkla buluşturacağız. İnsanlığa, insanlığımıza güveneceğiz. Kendimize, milletimize, devletimize güveneceğiz ve bu güveni büyüteceğiz arkadaşlar.” dedi.

 

Toplantının sonunda bir değerlendirme yapan İBB Başkanı İmamoğlu, şunları söyledi:

 

“AFAD'ın görevlendirmesiyle beraber, İstanbul'daki bütün kurumlar olarak, Hatay sorumluluğumuz var. AFAD'a katkı sunma sorumluluğumuz var. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımızla, ekibiyle, diğer belediye başkanlarımızla ve ekipleriyle çalışma sorumluluğumuz var. 

Günün sonunda bu süreç, hepimiz için belki de en önemli sınavlardan bir tanesi. Çok büyük bir felaket yaşadık. Çok büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama sorumluluklarımızın bundan daha büyük olduğunu da unutmayacağımız anlardayız.

 Umutsuzluğumuzu ve karamsarlığımızı da mutlaka yeneceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. İçimizde öfke var, isyan var. Ama bu duyguyu akılla ve mantıkla buluşturacağız. İnsanlığa, insanlığımıza güveneceğiz. Kendimize, milletimize, devletimize güveneceğiz ve bu güveni büyüteceğiz arkadaşlar.

En zorlu sınavlarından birini belki yaşıyoruz insan olarak. Hepimiz, özellikle burada yaşayan, burada görev yapan kurumlarını, yol arkadaşlarını, akrabalarını kaybeden siz kıymetli dostlarımız. Ama bunların üstesinden gelme güç ve iradesini bize veren Yüce Allah'a güveneceğiz.

Önümüzde çok önemli bir süreç var. Ama sonucunda muhakkak başarmak zorunda olduğumuzu da unutmayacağız. Bu toprakların ve bu toplumun karakteri, bize başarmak zorunda olduğumuz sorumluluğunu da yüklüyor. Büyük milletimizin yardımlaşma ve dayanışma duygusunun çok emsalsiz olduğunu, bize ne güzel, ne manevi anlar yaşattığını şu an bile hissediyoruz.

 El ele verince, başaramayacağımız hiçbir şeyin olmadığını da bir yanıyla hissediyoruz. Devletimizin güçlü olduğunu unutmayacağız. Her sorunun üstesinden geleceğimizin farkında olacağız. Tabii bazen güçlü olmanın, hata yapmama diye bir pozisyon ürettiğini de iddia edemeyiz. 

Hatalar oluyor. Buna engel değil. Onun için hatalar yapıldı. Belki hala yapılıyor. Ama bütün bunların, geçmişten bugüne gelen ne var ise hatalar, eksikler; onları biraz öteleyeceğiz, daha sonra oturup konuşacağız. Ve bu konuda hatalarımızı, eksikliklerimizi, niçin bir araya gelemediğimizi de ayrıca konuşacağız. Hukuki, ahlaki, insani olarak mutlaka bunları ele alacağımız günlerin de geleceğini ifade edelim.

Tabii bugün önceliğimiz var. Öncelikle daha fazla hata yapılmasına izin vermemek. Her bir yöneticimizin birbirinden haberdar olarak, birbiriyle koordine olarak, bildiğini okumaya değil, ortak aklı devreye almayı, stratejik aklı devreye almayı hedefleyen bir tavırla hareket edeceğiz. 

Ve bu hataları engelleyeceğiz. Tabii devletimizin bundan böyle tüm gücünü hata yapmadan, en etkili bir biçimde ortaya koyma zorunluluğu vardır. 

Devletin gücünün, milletine verdiği güvenden geldiğini hepimiz biliyoruz. O bakımdan bu hassas dönemde her yetkilinin tavır, davranış, dil ve tutumlarına dikkat etme zorunluluğu vardır. Bugün yetki makamlarında bulunan herkesin, devlete güveni sarsmadan hareket etmesi gerektiğini hatırlatıyor ve üzerimize düşen sorumluluğu da bizler alıyoruz. Milletin her bir ferdine ayrım yapmaksızın, aynı sevgiyi, aynı saygıyı, aynı anlayışı, aynı hizmeti sunma karakterine sahip olmalıyız. Hiçbir vatandaşın içerisinde ayrımcılık yapıldığına dair toz zerresi kadar şüphe bırakmamak zorundadır bütün devlet görevlileri, hepimiz. Bütün yöneticiler olarak, bunu hedef koymalıyız ve bütün kaynaklarımızı, imkanlarımızı ortak hedefler doğrultusunda birleştirmekle de yükümlüyüz.”